Sayfalar

günlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
günlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Nisan 2011 Salı

NEREDE KALMIŞTIK?



Kelime Oyunu
Kelime Oyunu 11 Nisan 2011


Sizi baydım, biliyorum ! Ama sanıyorum yeni bir post yayınlayabilmek için geçen hafta gördüğüm rüyadan uyanmam gerekiyor değil mi? Hele de ikinci aşamada devrildiğim halde, nasıl oluyor da hali hazırda uyanamamış buluyorum? Bilmiyorum:)) Ama tadı damağımda böylesine kalan bir deneyimi, şu 46 yılda az görmüşümdür inanın..

Resimde 8300 puanlık ilk yarışmanın ve 7400 puanlık ikinci yarışmanın soruları var, hatıra olsun diye verdiler bize..İkinci aşamada tökezlediğim şu 'RAĞBET' kelimesine sinir oluyorum artık:) Neyse, ne olduysa oldu ve bitti.


Lakin çok önemli bir teknik sorunum var ki henüz halledemedim.

12 Nisan 2011 Salı

ÇOK KEYİFLİYDİ..



Uçuyorum..Evet bildiğiniz uçuyorum..Tarifsiz bir sevinç yaşıyorum. Kendi başarımdan duyduğum memnuniyetten farklı ve fazla olarak; sevdiklerimin benim başarımdan duyduğu memnuniyeti gördüğüm için inanılmaz mutluyum. Etraflarındaki insanların başarılarından rahatsız olan bir yığın insanın yaşadığı bir dünyada, birinin başarısından bunca mutluluk duyabilen insanlarla çevrili bir hayat yaşadığım için kendim adına ancak mutluluk duyabilirim elbet. Hepiniz çok sağolun..Ama gerçekten çok sağolun..İyi ki varsınız..Başarılarınızla mutlu olan çok dostunuz vardır umarım, olsun inşallah..


Saat tam 18.00' de kanal binasına girdiğimde ilk olarak yarışmacı koordinatörü Devrim Bey' le tanıştım. Sunucu İhsan Bey ortalıkta görünmüyordu. 'Yok mu?' diye sorduğumda

10 Nisan 2011 Pazar

BEKLENEN GÜN GELDİ:))

Kelime oyunu Serap Pulat
Kelime oyunu 11 Nisan 2011


KELİME OYUNU yarışmasına katılma tarihim kesinleştiği günden beri

4 Nisan 2011 Pazartesi

AH İSTANBUL !

Kelime oyunu 11 Nisan 2011
Kelime oyunu Serap Pulat


Hepinize kucak dolusu sevgiler..

Bir süredir, DNS ayarlarıyla oynanmış olduğu ve ilk zamanlar girebiliyor olduğum halde, bilgisayarımdan bloguma giremiyordum. Yani sonradan karar değiştirip bana numara çekmişti kendisi:) Derken devreleri hepten karıştı ve bozuldu, bakıma gitti. Eşimin bilgisayarının DNS ayarlarıyla da oynamak istemedim açıkçası..Çünkü bir eve bir 'kafası karışık' bilgisayar yeter de artar bile. Kısacası bu süreç zarfında hem hiçbirinizi ziyaret edemedim, hem de yeni yazı ekleyemedim.

Ve bugün eşimle ikimiz İstanbul'a geldik. Oğlumuzu ziyaret edeceğiz, o kısa kalıp dönecek ve ben ayın 13'üne kadar kalacağım. Kısmetse 11 Nisan akşamı KELİME OYUNU' na da

25 Mart 2011 Cuma

KELİME OYUNU' NA KATILIYORUM..



Yakın arkadaşlarım bilir; bizim evde hiç yerli dizi izlenmez. Eşimin izlediği yabancı dizilere bile bakmam ben. Akşamları tek bir TV eğlencem vardır; Bloomberg HT kanalında (eski adıyla Kanal 1) hafta içi her akşam saat 20.00' de başlayıp 21.30 civarlarında biten Kelime Oyunu' nu izlemek. İlk yayınlanmaya başladığı günden beri neredeyse hiç kaçırmadan her akşam keyifle izlediğim bir program bu. Akşamın kalan kısmında da bilgisayarım ve okuduğum kitabım vardır.

Bir yıl kadar önce yarışmaya başvurmak niyetine girdim. Elektronik posta kutuma bir yarışma başvuru yazısı hazırladım ve bıkmadan usanmadan her akşam tekrar tekrar gönderdim. Gerçi ümidimi kesmiştim artık, aramıyorlardı ısrarla. İki gün önce Perşembe akşamı

6 Mart 2011 Pazar

EYNAL KAPLICALARI

Eynal kaplıcaları
Simav Eynal Kaplıcaları


Öncelikle bloguma tekrar girebildiğim ve yazı yazabildiğim için çok mutlu olduğumu söylemek isterim..'Kurunun yanında yaş da yanar' atasözünü doğrularcasına, tüm blogspot yazanları olarak uğradığımız muamele akıl alır ve anlaşılır gibi değil. Kendini bilmezin biri blogspottaki sitesinde Digitürk yayını verdi diye, diğer tüm blogger'ların da kapatma cezasına maruz kalmasına başka ne denir bilemiyorum. Umarım en kısa zamanda yapılan haksızlığın farkına varılır da, bloglarımız geri verilir. Şu an yazabilmemizi, bilgisayarımızın birtakım ayarlarıyla oynamamıza borçluyuz maalesef. Son durum budur..

Gelelim son yayınlanan kaydımdan bu yana nerelerde olduğuma:)) Çok değil, sadece 3 günlüğüne gittiğim Kütahya-Simav'daki Eynal Kaplıcaları'nı size biraz tanıtayım istiyorum. En kısa zamanda izlenimlerimi anlatacağım bir başka etkinlik olan dünkü IGLO İzmir toplantısında da gördüm ki blogger arkadaşlar içinde - hacimce olmasa da- yaşça en büyüklerden biri benim. Buna rağmen henüz kaplıca ihtiyacım vuku bulmadı şükürler olsun. O yüzden daha genç arkadaşlar 'bizim kaplıcayla işimiz ne ola ki?' diyebilirler. Ama ben- hele ki gidip gördükten sonra- oraya bir kaplıcadan ziyade bir 'kafa dinleme' yeri olarak baktığım için yine de biraz bahsetmekte fayda görüyorum..

İzmir' den yaklaşık 5 saat uzaklıktaki Simav'a sadece 6 km. mesafede Eynal Kaplıcaları. Altı fokur fokur kaynayan bir mucize orası, Türkiye coğrafyasına yayılmış sayısız mucize gibi. Yukarıda gördüğünüz, oranın Büyük Hamam'ı. Sayamadığım kadar çok kurnasıyla, göbek taşı ve kocaman havuzuyla tam bir sıcak su cenneti. Esas inanılmaz olan konaklama fiyatları. Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz apartlarda kalınıyor. Bir oturma ve bir yatak odası, bir mutfağı, balkonu, bir banyo-WC ve bir alaturka WC bulunan apartlarda günlük konaklama sadece 40.- Lira.. İki kişi gittiyseniz kişi başı 20.-Lira, düşünün. Mutfakta ocağı, buzdolabı, minimum sayıda kap-kacak, halılar, koltuklar, kısaca dayalı döşeli odalar bunlar. Sınırsız sıcak su var, ısısı öyle elinizi değdirebileceğiniz cinsten değil üstelik..Uydu yayını yapan TV, doldurup içine girebileceğiniz şifa küveti var her odada. Merkezi sistemle ısıtılıyor evler. Etraf deseniz yemyeşil, seralarla dolu. Salatalık bakkallarda bile satılıyor, çıtır çıtır. Ben bayıldım, tam kafa dinlemek için bir yer. Alın kitabınızı, gazetenizi; yapın çayınızı, kahvenizi; sıcak tedavinizi alın, çıkın. Özellikle kış tatilleri için ideal, zira kaloriferler cayır cayır.. Yine belediyenin işlettiği bir termal otel var, spor salonu benim en hoşuma giden yanı oldu. 1 saat yürüme bandı 2.-Lira:)) Tabii tahmin edeceğiniz gibi orada da her gün yürüdüm..

Annem ve arkadaş grubu orada toplu halde kalıyorlar, birer- ikişer kişi her bir evde.. Ben ve kuzenim oraya misafirliğe gittiğimiz için epey itibar gördük. Misafirliğimizin ikinci gününde bizi yine Simav'a yakın Başdeğirmenler diye bir restorana götürdüler.

Orada bir yığın meze ve yemek getirdiler, ekşi maya ekmekleri fırından çıkıp dilimlenerek geldi önümüze buram buram kokarak.. Menüde ızgara çeşitleri ve orada kendi yetiştirdikleri alabalık vardı. Mideler taş gibi kalkılırken ödenen maksimum rakam ise yine komikti: 15.-TL.. Ben alabalık tercih ettiğim için 12,5 TL ödedim ve şaşkınlıktan açık kalan ağzımı dönüş yolunda ancak kapatabildim:))
Balıkesir yolu üzerinde, Akhisar'ı hemen geçince Gölmarmara sapağından sağa girilerek yemyeşil çam ormanlarının içinden çok virajlı bir yoldan gidiliyor, malum Sındırgı virajlarından geçerek.. Özel vasıta kullanmayanlar için Kütahyalılar Otobüs İşletmesi'nden toplam 50.-TL' ye gidiş-dönüş bileti temin edebiliyorsunuz. Yolunuz bir gün düşerse, anlattıklarımı hatırlayarak keyfini çıkarırsanız umarım. 








26 Şubat 2011 Cumartesi

EVİMİZİN NEŞELERİ (MİM)



Sevgili Colette (Evimi Seviyorum) biz hayvansever dostlarını mimlemiş,  'Kedi Eve Yakışır' demiş. Ben de kendi payıma düşeni hemen ve seve seve yerine getirmek üzere son üç yıldır evimize, dahasıhayatımıza girmiş ve bizi fazlasıyla mutlu etmiş kedileri tanıtayım size. Seven arkadaşlar yazıyı okumaya devam etsin, sevmeyenlerin de kusuruna bakmayalım artık:)) 

PAKO, evimizin ilk kedisi. (Sol altta ve sağ altta yavru hali) 2008 yılının 16 Nisan'ında girdi hayatımıza, tamamen bir tesadüf eseri hem de. O gün çok işim olduğu için gidip gitmemekte büyük tereddüt yaşadığım kuaförüme son anda gitmeseydim, onu hiç tanımayacaktık. Saçım fönlenirken ayak altında bir fareden daha büyük olmayan gri bir şey dolanıyordu ortalıkta. Çalışanların kimisi korkuyor, kimisi yakalamaya çalışıyordu. Görür görmez bastım sevinç çığlığını, hemen kucağıma verdiler. Kuaförüm 'Abla, madem sevdin, al götür. Sizin oralar bahçeli, rahat bakarsın' deyince dayanamayıp aldım. Parmağımla gövdeyi oranlarsanız, o gün için ne kadar ufak olduğunu tahayyül edebilirsiniz sanırım. Büyüdükçe hırçın bir karakteri oldu ama bizim ondan vazgeçmemiz imkansız. Bazen sayesinde elimizin-kolumuzun berelendiği oluyor, yine de çok seviyoruz onu. Bir British Shorthair kırması ve çok güzel bir dişi kedi. Kısırlaştırdık ve düzenli olarak veterinerine götürüyoruz.

ZİBİD. (alt ortadaki ve sadece pati fotosu ona ait) İkinci ve umarım son kedimiz:)) Evet çok seviyoruz, imkan olsa çok kedi bakabiliriz ama maalesef hakkıyla bakmak istiyorsanız, oldukça masraflı bir sevgi bu. Aşısı, maması, ameliyatı, vs.. O nedenle nüfusumuza hepsini alamıyoruz mecburen. Bu da hesapta olmayan bir aile ferdiydi. Fotodaki sarman kedinin torunuydu ve geçen yaz birdenbire bahçede belirdi bir gün. Çok ürkek bir erkekti. Epey uzun bir süre sevmek için bile olsa yakalayamadık. Neyse ki sonunda çevik davranıp yakalayabildim. Bağrıma bastığım anda mırlamaya başladı ve bir daha bırakmadı bizi. PAKO'dan farklı olarak - tıpkı dedesi gibi- iyi ve yumuşak mizaçlı bir hayvandı, bu yüzden çok sevdik onu. Bir ara İstanbul'da yaşayan oğluma götürdüm, çok seviyordu. Fakat bahçeye girip çıkmaya alışmış hayvan, apartman dairesinde birden huy değiştirdi, ısırır-tırmalar oldu. Tam bir mantık adamı olan oğlum da bağrına taş basarak onu İzmir'de bakmamızın  daha iyi olacağını söyleyerek geri gönderdi. Artık bizimle. Kınalı patilimiz o bizim.

Gelelim Mısır'ımıza, rahmetli Mısır'ımıza..Yan komşumuzun bakımında ama her daim bizim evde bir sarmandı o. Çünkü evin oğlu, aklısıra disiplin altına almak için, epey hırpalıyordu onu. O da garibim, bizden sevgi gördükçe gitmiyordu. Çok iyi huylu bir erkek kediydi, sevdiriyordu kendini. Önceleri  evde başka kedi olduğu için kapalı balkonumuza aldık kış gecelerinde. Sonra PAKO'nun bütün hırçınlığına rağmen içeride olmaktan çok mutlu oldu, biz de tabii. Ama geçen Mayıs'ta site içinde hız limitine uymayan bir şoförün kurbanı oldu yavrum. Yan komşuların bahçesine, ağaç altına el birliğiyle gömdük ve halen huşu içinde anıyoruz onu.

Bir de ZİBİD'in kardeşi olduğunu bildiğimiz KARAMUK var, dişi. Ona da penceremizin içinde köpükten bir kutu ayarladık, orada yatıyor. Şimdilik sadece besliyoruz. Onu da Çiğli Belediyesi Veterinerliğine götürüp aşılatmayı düşünüyorum. Çok uslu ve sevecen. İçeride olmak için can atıyor şekerim. 

Hayvan sevgisi çok acayip bir şey; insanın içinde varsa vardır, yoksa da yoktur. Sonradan olabilen bir şey pek değil. Genlerinizde olmalı. Fakat kesin olan bir şey var ki; eğer ebeveynin birisi dahi sevmiyorsa, çocuğun sevmesi çok zor, öykünüyor ister istemez. Ama ebeveyn seviyorsa, çocuk da bu sevgiyi öğreniyor küçük yaşta. Ve eğer içinizde varsa, o zaman ne kıl düşünüyorsunuz, ne tüy..O sevgi herşeyden ağır basıyor. Bizim oğlumuz İstanbul'a gittiğinden beri, yani 3 yıldır, içine düştüğümüz korkunç boşluğu bir nebze olsun doldurabilen varlıklar onlar. Elbette evladımızın yerini tutmaları mümkün değil, söylemek istediğim bu değil; bu, elmalarla armutları toplamak gibi birşey olurdu. Ama bizi oyaladıkları ve neşe getirdikleri kesin. İçinizden sevginin hiçbir türü eksik olmasın inşallah. İyi geceler ve bu güzel mim için teşekkürler sevgili Nilgün Abla..








4 Şubat 2011 Cuma

..46.......



Bugün saat 17.05 itibariyle şu garip dünyadaki yolculuğumun 46 yılını geride bıraktım ve 47.ci yılımdan 7 saat almış bulunuyorum (Allahım ince hesaba bak, ben bankacı mıydım neydim?:))  Önceleri herkesin coşkusuna gelip ben de 'bir yıl daha yaşlandım' diye üzülürdüm yada üzülür gibi olurdum. Sonraları -herhalde olgunlaşmak bu olsa gerek-

1 Ocak 2011 Cumartesi

MUTLU YILLAR


Herkese 2011 yılının ilk gününden selamlar. Dün akşam çok sevdiğimiz iki arkadaşımızla keyifli bir yılbaşı akşamı geçirdik. Ama tüm günü, geçirilmesi planlanan akşam için - tabii ki zevkle - hazırlanarak geçirdiğim için dün sizlere yeni yıl mesajı yazamadım, bağışlayın.

Bugün gecikmeli olarak

15 Aralık 2010 Çarşamba

ÖZSÜT BLOGGER ETKİNLİĞİ

Özsüt Blogger Etkinliği
Özsüt Atölye Egepark 


Dün akşam Özsüt Atölye'nin İzmir'li Blogger'lar için düzenlediği tadım etkinliğine katılmak üzere Mavişehir Egepark'taki Özsüt Atölye'deydik. Görevliler Mine Hanım ve Fevzi Bey bizi çok güzel ağırladılar sağolsunlar.

İlk gittiğimde benim 'somuncu teyze' olduğumu öğrendiğinde Fevzi Bey'in hemen söylediği şey,

17 Kasım 2010 Çarşamba

MUTLU BAYRAMLAR



Bayram kutlaması 
Kurban bayramı 


TÜM ARKADAŞLARIM, YAKINLARIM VE

İZLEYENLERİM; KURBAN BAYRAMINIZI

GÖNÜLDEN KUTLUYOR, HEPİNİZİ SEVGİYLE

KUCAKLIYORUM. MUTLU BAYRAMLAR.. 


27 Eylül 2010 Pazartesi

PAMUK NİNE



Pamuk Nine.. Tanıyan veya ilk gören herkes ama herkes ona öyle diyor. Benim canım, hepimizin biricik 'en büyüğü', Fethiye'miz, pamuk ninemiz O.. 91 yaşını doldurmak üzere, Allah daha da uzun ömür versin. Kimseye bir zararı olmadan, biraz küçük yengemin, biraz annemin desteği ve bakımıyla ama her daim mutlu olarak yaşamını halen kendi evinde sürdürüyor. Onun yaşına kadar

17 Eylül 2010 Cuma

CEVDET ANAGÜL ( 17.09.1933 - 23.06.1997 )


ANMA
*********
Canımız babamız.. Bize göre kısacık geçen ömrüne annemi ve bizleri sığdırdığın ; ana-babana hayırlı bir evlat,  bizlere harika bir baba , annemize mükemmel bir eş , çocuklarımıza muazzam bir dede , annemizin memleketine muhteşem bir enişte ve İzmir gözlükçü camiasına saygın bir ağabey olduğun için sana halen müteşekkiriz. Seni gittikçe daha çok özlüyoruz. Bugün 77. ci doğumgünün. Nurlar içinde yat babacığımız..

Kızların : Sevil - Serap - Seray
Eşin : Berran
Kardeşlerin : Burhan - Nurten
Torunların : Yakut - Ulus
Damatların : Sinan - Ahmet - Hakan
ve tüm sevenlerin


9 Eylül 2010 Perşembe

MUTLU BAYRAMLAR

Mutlu bayramlar
Bayram kutlaması 


Hepinize tekrar merhaba sevgili blogger arkadaşlarım ve takipçilerim. Öncelikle Ramazan Bayramı'nızı en içten dileklerimle ve sevgiyle kutluyorum. Yukarıdaki fotoğraf

16 Temmuz 2010 Cuma

ŞÜKRETMEYİ BİLİYOR MUSUNUZ?



Bebeklik ve ilk çocukluk çağlarımda anlaşılamayan fakat altı yaşımdayken netleşen ve birlikte yaşamaya çok alışık olduğum bir doğumsal aort darlığım vardı benim. 36 yaşıma kadar -yani bilerek- tam otuz yıl birlikte yaşadık biz onunla. Beni üzmedi sağolsun. Hatta normal doğum bile yaptırdı, o derece.. Fakat heyhat.. Meslek bankacılık,  biricik evlat da doğuştan kalp hastası ve başından iki ameliyat geçmiş olunca

6 Temmuz 2010 Salı

NİLÜFERLER VE KOİ'LER



Doğaya ve hayvanlara bayılırım ama ilginçtir ki bahçe ve çiçek bakımıyla pek ilgim yok, anlamam yani.. Meraklı da değilim, belki de evde bir ilgilenen (eşim) var zaten diye olabilir, bilemiyorum.. Geçen yıl bahçedeki süs havuzuna eşimin diktiği

30 Haziran 2010 Çarşamba

EMEKLİ..



5,5 yıla yakındır emekliyim.. Bugün itibariyle eşim de emekli oldu. O, bu günü benden daha fazla hayal ediyordu. Belki de ben emekliliğe artık iyice alıştığım için

21 Haziran 2010 Pazartesi

KAYIP KEDİ PAKO



İstanbul'a gidişimin üçüncü günü falan olmalı.. Eşimle rutin günlük görüşmemizde 'sana kötü bir haberim var' deyince -ilginçtir- ilk tepkim 'bana Pako'yla ilgili kötü bir haber verme sakın' şeklinde bir çıkış oldu..Ve O da bu tepkiye çok şaşırdı, çünkü -evet- kötü haber Pako'yla ilgiliydi: İki gündür

20 Haziran 2010 Pazar

ŞÜKÜR İZMİR'E TEKRAR KAVUŞTURANA..





Evimden en uzun süreli ayrılığımı yaşadım. Tam 15 gün süreyle İstanbul'da kaldım, oğlumu yeni evine taşıdım ve tahmin edeceğiniz üzere yorgunluktan bittim.. Aslında ilk planım dün taşınmak ve önümüzdeki Salı dönmekti, yani rahat rahat hazırlıkları tamamlayıp öyle taşınacaktık. Fakat sevgili eşim

27 Mayıs 2010 Perşembe

DOĞAYLA BARIŞIK YAŞAMAK



Geçen Cuma gününden beri kendimle savaş halindeyim; 'bunu paylaşmalı mıyım yoksa kendi içimde mi halletmeliyim?' diye..Fakat sonra bu bloglarda yazmaktaki en önemli amacımızın 'paylaşmak' olduğunu hatırlayıp, yazmaya karar verdim.

Öncelikle şunu söylemeliyim: Şu geçen altı günü pek mutlu geçirmedim. Cuma günü,sitemizdeki 14 komşu olarak iki haftada bir toplanıp gerçekleştirdiğimiz 'site günümüz'ün bu kış dönemindeki sonuncusu için toplandık. Biz bu toplantıyı yaklaşık beş yıldır yapıyoruz ve ben bu toplantılardan geçen yıla kadar çok mutlu ayrılıyordum. Gülüyor, eğleniyor, ailelerimizden dem vuruyor ve hatta ülkeyi kurtarıp kaldırıyorduk  Ama asla birbirimizle ilgili
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...